Mutant hayatına devam eden Wolverine, kız arkadaşını öldürdüğü için Victor Creed (Sabertooth)'danintikamını almak istemektedir ve en sonunda mutant silahı X programa katılmaya karar verir.
Birçok başarılı esere imza atmış olan yazar David Banioff bu sefer kendi tarzından biraz dışarı çıkıyor....
Adamlar geri dönüyor. Bir önceki filmin finalinde ufaktan giriş yapılan ve çizgi romanın hayranları tarafından gayet iyi bilinen Dark Phoenix öykü dizisi yeni filmin ana teması olacak gibi görülüyor.
Hatırlanacağı üzere X2'nin dramatik finalinde, telepatik güçlere (ve belki de daha fazlasına) sahip olan Jean Grey, kendisini arkadaşları için feda etmişti.
Eğer Ratner ve senaristleri şimdi klasikleşmiş X-Men mitolojisine sadık kalırlarsa, Jean Grey'in Pheonix (Anka Kuşu) denilen ve müthiş bir güce sahip alt kimliği tarafından yaşama döndürüleceğine şahit olacağız.
Elbette bunun bir bedeli olacak ve X-Adamlar bu bedeli ödeyecek tek varlıklar da olmayacak.
Üçüncü filmde, beyazperdede görmeye alışık olduğumuz karaktere bir çok yeni isim eşlik edecek. Juggernaut, Beast ve Shadowcat şimdiden iştah kabartıyor.....
-Men dünyasından yeni mutantların ve karakterlerin katılımı ile esas mücadele başlıyor. Nightcrawler, Lady Deathstrike ve William Stryker gibi yeni karakterler katılıyor öyküye. Yeni filmde mutantlarımız, kendilerine karşı organize olmuş Stryker'a karşı bir mücadele veriyorlar.
Sıradışı güçlere sahip olan düşmanları karşısında; Magneto da plastik parmaklıklar arkasından kaçıp Profesör Charles Xavier ie işbirliği yapıyor. Filmde izleyeceğimiz bir diğer hikaye ise, geçmişini araştırmak üzere kuzeye doğru bir yolculuğa çıkan Wolverine'in serüveni.....
Yakın gelecekte birçok mutasyona uğramış insan, toplum tarafından mutantlar veya tehlikeli yaratıklar olarak görülmektedirler. Hatta Senator Robert Kelly bile bu yaratık karışımı insanların yok edilmesini yasal kılmaya çalışmaktadır.
Bu mutantların arasında yer alan Profesör Charles Xavier tekerlekli sandalyeye mahkum fakat telepatik güçlere sahip bir kişidir.
X-Men adında kurduğu mutant grubuna bu acımasız dünyada kendilerini korumayı ve insanlarla yaşamayı öğretmeye çalışmaktadır.
Xavier'ın öğrencileri arasında gözlerinden lazer ateşi yayan Cyclops, telekinetik güce sahip Jean Grey ve hava durumunu istediği gibi değiştirebilen Storm vardır.
Xavier'ın tam zıttı ise Magneto adlı manyetik alanı kontrol edebilen bir mutanttır. Magneto'nun yandaşları Toad ve Raven, Wolverine ve Rogue'a saldırır.
Bunun sonucunda Xavier, Magneto'nun başkalarına da zarar vermeden durdurulması ister.
Bir gökdelenin 13. katındaki ofislerinde buluşan yüksek teknoloji dahilesi Douglas Hall ve güzel iş arkadaşı Whitney henüz çok gizli olan, en son yazılımlarını denemektedirler Devamını Oku
Christopher Reeve bu filmde sadece 4. kez bir süper kahramanın pelerininin giymiyor... Ayrıca filmin kışkırtıcı konusunun gelişmesine de yardımcı oluyor: nükleer silahsızlanma Devamını Oku
23. yüzyılda New York. Dünya yok olmanın eşiğindedir. Her 5000 yılda bir geri dönerek yaşamı yok etmeye çalışan şeytani güç, bir gezegen biçiminde hızla dünyaya yaklaşmaktadır Devamını Oku
Yakın gelecekte birçok mutasyona uğramış insan, toplum tarafından mutantlar veya tehlikeli yaratıklar olarak görülmektedirler. Hatta Senator Robert Kelly bile bu yaratık karışımı insanların Devamını Oku
X-Men dünyasından yeni mutantların ve karakterlerin katılımı ile esas mücadele başlıyor. Nightcrawler, Lady Deathstrike ve William Stryker gibi yeni karakterler katılıyor Devamını oku
23. yüzyılda New York. Dünya yok olmanın eşiğindedir. Her 5000 yılda bir geri dönerek yaşamı yok etmeye çalışan şeytani güç, bir gezegen biçiminde hızla dünyaya yaklaşmaktadır. Tek kurtuluş beşinci güç olarak adlandırılan, kimsenin ne olduğunu bilmediği elementin dünyaya ulaşmasıdır. Bunu başaracak tek kişi eski bir asker olan taksi şoförü Korben Dallas'dır. Ancak onun ilgilenmesi gereken mükemmel güzellikte bir yaratık vardır....
Christopher Reeve bu filmde sadece 4. kez bir süper kahramanın pelerininin giymiyor... Ayrıca filmin kışkırtıcı konusunun gelişmesine de yardımcı oluyor: nükleer silahsızlanma.
Nükleer silah satıcıları için dünyayı daha güvenli bir hale getirmek isteyen Lex Luthor (Gene Hackman) Çelik Adam’a meydan okumak için yeni bir şey yaratır: radyasyonla şarj edilmiş Nukler Adam (Mark Pillow).
Superman’in Özgürlük Anıtını kurtardığı, Etna yanardağındaki patlamayı engellediği ve zarar gören büyük Çin Seddi’ni yeniden inşa ettiği bu inanılmaz macerada iki düşmanın amansız mücadelesine de tanık olacaksınız
Webster, Gus'u kullanarak dünyanın ekonomik sistemini alt edecek bir bilgisayar geliştirir. Kendilerine engel olabilecek tek kişi elbette Superman'dir.
Ancak Gus onunda çaresini bulmuştur: Kryptonite ile tuhaf bir formülü karıştırarak çelik adamı öldürmeyen ancak kötü birine dönüştüren bir silah elde eder.
Gerçekten de Superman insanlara yardım etmek yerine bencillik peşinde kötücül bir yaratığa dönüşecektir.
Bir gökdelenin 13. katındaki ofislerinde buluşan yüksek teknoloji dahilesi Douglas Hall ve güzel iş arkadaşı Whitney henüz çok gizli olan, en son yazılımlarını denemektedirler.
Olağanüstü bir sanal ortam simülatöründe Douglas, 1930'ların Los Angeles'ine gidip harikulade bir macera yaşamaktadır.
Genç adam biraz tehlikeli ve işlerin yolunda gitmediği bir seansı terkedip gerçek hayata döndüğünde tatsız bir süpriz onu beklemektedir: şirketin kurucusu ve hepsine ilham veren Hannon Fuller öldürülmüştür.
Üstelik hafızasında delikler oluşan Douglas da bir numaralı şüphelidir. Bunlar olurken Paris'ten çıkagelen gizemli güzel Jane, Hannon'un kızı olduğunu iddia etmektedir ve Douglas'a da fena halde çekici gelmektedir.
Bir süre sonra sanal ortam seansları, gizemli gelişmeler ve günlük hayat arasındaki çizgiler Douglas için incelmeye başladığında, çarpıcı bir gerçeğe parmak basan acımasız emareler tek bir şeye işaret etmeye başlayacaktır;Douglas'ın en korkunç kabusunda bile görmek istemeyeceği bir şeye...
New York'ta bir müzayede evini işleten İngiliz Michael Felgate, hayatında ilk defa çok mutlu bir aşk yaşamaktadır.
Güzel kız arkadaşı Gina ile birlikteliklerinin üçüncü ayında cesaretini toplayarak evlenme teklif eder. Fakat Gina'nın Michael'i çok sevmesine rağmen onunla asla evlenemeyeceğini söylemesi karşısında şaşkına döner.
Bunun üzerine Michael, Gina'nın babası Frank'ın Little Italy'deki restoranına giderek, kendini Frank'e olağanüstü bir saygıyla bağlı, sıkı ağızlı bir grup İtalyan asıllı Amerikalı'ya tanıtır.
Frank muhtemel damadını büyük bir çoşkuyla karşılarken Michael'da yavaş yavaş, evlenince nasıl bir ailenin içine düşeceğini anlar..