Sosyal olarak kadınların sarhoşluğu ve alkol kullanımına ilişkin
sorunları erkeklere kıyasla daha olumsuz karşılanmaktadır.
Alkolsüz içecek yerine
alkol tercih eden kadınlar, daha kolay elde edilebilir edilebilir olarak algılanmaktadırlar.
Bu toplumsal baskı kadınların alkol kullanmaktan kaçınmalarına neden olabilmekle birlikte,
alkol kullanım sorunları için tedaviye başvurmalarında da en önemli engel haline gelebilmektedir.
Batı ülkelerinde, tedaviye gelen
alkol bağımlılarının sadece %25’ini kadın bağımlılar oluşturmaktadır.
Ülkemizde de bağımlılık tedavisi için
başvuranlar arasında kadınlar, erkeklerden belirgin derecede daha azdır.
İstanbul’da 1996 yılında, bir bağımlılık tedavi kliniğine, alkol bağımlılığı tedavisi için başvuran 248 hastanın çok büyük kısmının erkek (%91.5) olduğu bildirilmektedir.
İstanbul’da daha sonra yapılan bir çalışma da benzer sonuçları yansıtmaktadır. 1998-2002 arasında bir bağımlılık tedavi merkezine
alkol bağımlılığı tedavisi için başvuran 3851 olgunun %2.9’unun kadın (n=111); %97.1 olgunun erkek (n=3729) olduğu bildirilmektedir.
Ülkemizin doğusunda da
durum benzergörünmektedir.
2006 yılında Gaziantep’te yapılan bir çalışmada;
bağımlılık tedavisi için başvuran hastaların%96.8’inin erkek (n=122), %3.2’sinin kadın (n=4) olduğu bildirilmektedir.
Bu sonuçlar ülkemizde bağımlılık sorunun hala erkekler arasında daha yaygın olduğunu yansıtıyor olmakla birlikte,
kadınların tedavi arayışlarının daha az olduğunu düşündürmektedir.
Ülkemizdeki kadınların tedaviye başvurmalarındaki
engellerin saptanmasına yönelik çalışmalar, bu gruba ulaşmayı kolaylaştıracaktır.