Türkiye Cumhuriyetinin kurulduktan sonra ki ilk işlerinden birisi
içkiyi yasaklamak oldu.
Men-i Müskirat yani
içki yasağı Eylül 1920 tarihinde kabul edildi.
Men’i Müskirat Yasası Türkiye Cumhuriyeti Meclisinin kabul ettiği yirmi ikinci kanundu.
Bu yasayla
her türlü içki üretimi, ithali satın alınması ve kullanılması yasak edilmişti.
Bu dönemi Hüseyin Rahmi Gürpınar, Heybeliada’daki evinde yazdığı “
Meyhanede Kadınlar” adlı eserinde şöyle anlatır: “Bu yasaktan sonra içkiye rağbet yüz kat arttı.
En pis, zararlı "
rakı"lar üç, dört yüze satıldı”.Bu yasaktan bir yıl önce
Amerika Birleşik Devletleri de alkolü yasaklamıştı.
Türkiye büyük millet meclisi 1926 yılında yasağı yürürlükten kaldırdı. Yeni yasayla her türlü ispirto ve ispirtolu içkiler devlet tekeline alındı.
İstanbul’da 1918 yıllarından 1940’lara kadar
Beyaz Rus olgusu yaşandı. Rus devrimi sonrası ülkelerinden kaçan Ruslara İstanbul kucak açtı ve bir süre misafir etti.
Ruslar İstanbul gece hayatına yeni bir renk katmıştır. Rus eğlence mekanlarına örnek olarak
Frederick Thomastarafından açılan
Maksim gazinosu verilebilir.
Moscovite isimli rus lokantası daha sonra
George Carpitch tarafından alındı ve meşhur karpiç halini aldı.
George carpitch
Atatürk’ün isteğiyle karpiç lokantasını Ankara’ya taşıdı. Yine Kievli bir yahudi olan
weinbaumtarafından açılan rose noir yani kara gül, roube jansky tarafından yazılan aynı adlı romana isim oldu.
Jean Novotny tarafından açılan
Novotni birahanesi, iki rus garson tarafından açılan kit kat barı ve 1923 yılında açılan rejans, daha sonra açılan turkuaz hep rus işletmeciler tarafından çalıştırıldı.
Maksim, rejans, turkuaz gibi lokantalar beyoğlundaki meyhane geleneğini gazinoya çevirmiş, içki kültürüyle eğlence kültürünü birleştirmişti.
Atatürk alkol kullanırdı. Atatürk’ün akşamları birçok kişiyi
davet ettiği sofraları meşhurdu.
Bu sofralar, ülke meselelerinin geniş biçimde,
zaman sınırlamasıolmadan tartışıldığı meclislerdi. “Sofra” onun için bir “araç”tı.