31 Temmuz 2013 Çarşamba

Kadınlardaki alkol kullanım sorunlarına, başta duygu durum bozuklukları olmak üzere ek psikiyatrik bozuklukların sıklıkla eşlik ettiği bildirilmektedir.

Kadınlarda depresyon bulgularının ardından alkol kullanım sorunlarının ortaya çıkmasına karşın, erkeklerde bunun tersine alkol kullanım sorunlarını depresyon bulgularının izlediğini bildirmektedir .

Kadınlara özgü bir durum olan Premenstrüel Sendrom’da (PMS) da düzenli alkol kullanımının (%39.5) kontrol grubundan daha yüksek olduğu (%14.8) ve genel popülasyona göre PMS tedavisine başvuranlar arasında, alkol kötüye kullanımının daha fazla görüldüğü bildirilmektedir.

Duygu durum bozuklukları yanı sıra Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)’nun da alkol kullanım sorunlarına sıklıkla eşlik ettiği saptanmıştır.Kadınlardaki alkol kullanım sorunları ile travmaya maruz kalma arasında iki yönlü bir ilişki vardır.

Bir yandan, kadınların alkol kullanıyor olmalarının cinsel saldırıya maruz kalma olasılıklarını artırdığı ; diğer yandan, önceden alkol kullanım sorunu olmayan kadınlarda cinsel saldırıya maruz kalmanın alkol kullanım sorunu geliştirme riskini artırdığı bildirilmektedir.

Özellikle, çocukluk çağında cinsel saldırıya maruz kalanlarda, TSSB semptomlarını iyileştirmek için alkol kullanımının çok daha fazla olduğu saptanmıştır.Çalışmalar alkol/madde kullanımıve antisosyal kişilik bozukluğu arasında önemli bir ilişki bulunduğunu bildirmektedir.

Erkeklerle karşılaştırıldığında, kadınların çok daha az antisosyal ve suça yönelik davranış gösterdikleri; kadınlara antisosyal kişilik bozukluğu ve davranım bozukluğu tanılarının daha az konulduğu bilinmektedir.

Ancak, kadınlarda da antisosyal davranışlarla alkol kullanım sorunlarının ilişkili olduğu saptanmıştır.

Son yıllarda, genç kadınlar arasında yaygın olduğu bilinen yeme bozukluklarının, alkol ve madde kullanım bozuklukları ile komorbiditesine yönelik çalışmalar dikkat çekicidir.

Bulimik ergenler arasındaki madde bağımlılığı tıpkı intihar girişimleri, gelişigüzel cinsel ilişkiler ve hırsızlık gibi yüksek risklidavranış olarak değerlendirilmekte ve bağımlı kişilik özelliklerinin, bireylerin yeme bozukluğu ve alkol kullanım sorunlarına yatkınlığının bir nedeni olabileceği bildirilmektedir.

Bu çalışmaların birinde, sekiz yıldan uzun süre izlenen yeme bozukluğuvakalarının %27’sinin alkol kullanım bozukluğu bildirdikleri; %10’unun izlem süresi içinde alkol kullanım bozukluğu geliştirdikleri bildirilmektedir.

Kadınlarda alkol kullanımı sorunları ile psikiyatrik komorbidetenin yüksek olması, bu hastalarla çalışırken göz ardı edilmemelidir.

Alkol kullanım sorunu olan kadınlarda eşlik eden psikiyatrik hastalığın tanınmaması, hastalık belirtilerinin ağırlaşması yanı sıra her iki hastalığın gidişini olumsuz yönde etkileyebilmekte, intihar girişimlerine ve tedavinin zorlaşmasına neden olabilmektedi.

0 yorum:

Yorum Gönder