21 Ağustos 2013 Çarşamba

Avrupa’nın küresel alkol pazarında önemli bir payı vardır.

Dünya alkol üretiminin dörtte biri, şarap üretiminin yarısından fazlası Avrupa bölgesinde gerçekleşmektedir.

Ticaret de daha fazla olarak Avrupa’da odaklanmıştır.

Dünyadaki alkol ihracatının yaklaşık % 70’i, ithalatın ise yarısından biraz azı Avrupa Birliği’nde gerçekleşmektedir.

Bu ticaretin büyük bir bölümü AB ülkeleri arasında olsa bile, alkol ticareti, bir bütün olarak Avrupa Birliği için mal (emtia) işlemler dengesine yaklaşık 9 milyar Euro’luk katkı sağlamaktadır.

Her ne kadar, Avrupa’da Yolsuzluklar Yüksek Düzey Grubu, alkol yolsuzluğuna bağlı kayıpların 1996 yılında 1,5 milyar EURO olduğunu tahmin etse de, AB de kaçakçılık miktarına ilişkin değerleri ortaya koymak zordur.

Fiyat farklılıkları, kişilerin ucuz ülkelerden kendi yanlarında getirdikleri yasal içkilerden dolayı, legal sınır ötesi ticarette önemli bir rol oynamaktadır.

Değişik ülkelerden yurtdışı seyahatinden dönen 6 turistten en az biri, beraberinde yaklaşık 2 litre saf alkol getirmektedir.

Birçok Avrupa ülkesinde alkollü içki endüstrisinin hatırı sayılır bir ekonomik rolü vardır.

AB-15 ülkelerinde alkol özel tüketim vergileri 2011 yılında 55 milyar Euro’luk miktara ulaşmaktadır.

Alkol tüketimindeki elastik olmayan talep dolayısıyla, hükümetler açısından vergi gelirlerini tahmin etmede, ortalama vergi oranları, tüketim miktarlarından daha iyi bir göstergedir.

Alkol aynı zamanda bir ülkedeki istihdam ve çalışan işçi sayısı ile de ilgilidir. Başta şarap olmak üzere yaklaşık 750.000’den fazla kişi içki üretiminde çalışmaktadır.

Bunun haricinde publar (meyhane) ve marketler gibi alkolü sağlamadaki değişik iş kollarında da alkolle bağlantılı işlerde çalışılmaktadır.

Buna rağmen endüstrinin büyüklüğü, alkol politikalarının etkileri için esas unsur değildir.

Alkol tüketimindeki eğilimler, oteller, restoranlar ve barlar gibi ilgili alanlardaki istihdam miktarı ile kaba bir ilişki göstermemektedir.

Bu da tüketimdeki değişikliklerin etkisinin rölatif olarak düşük olabileceğini akla getirmektedir. Alkole harcanan para miktarındaki azalmaya bağlı olarak, tasarruf edilen harcamaların diğer alanlarda harcanacağı beklenmektedir.

Ekonomik etki tamamen yeni harcama alanlarının tam olarak ne olacağına bağlıdır. Bu konuda daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç duyulsa da, alkol ve diğer sektörlerin mevcut çalışmalarına göre alkol tüketimdeki azalmanın bir bütün olarak ekonomide mutlak iş kaybına yol açmayacağını göstermektedir.

Mevcut çalışmaların sonuçlarının gözden geçirilmesine dayanarak, alkolün AB ülkelerine ve dolayısıyla bu ülkelerde yaşayan kişilere toplam somut maliyeti 2010 yılında, 125 milyar (79 milyar - 220 milyar) Euro’dur.

Bu oran brüt yurt içi hâsılanın (GDP) % 1,3’üne eşittir ve kabaca bu rakam son yıllarda sigara kullanımı için hesaplananla aynıdır.

0 yorum:

Yorum Gönder